logo

Kadınlar Teşkilatı Haberleri

Aydın: “Evlerimizi Otel Yerine Yuvaya Dönüştürmeliyiz”

  • 16.03.2023
  • 1528 görüntülenme
  • Okunma Süresi 5 dakika

Belçika İslam Federasyonu’nun (BİF) olmazsa olmaz olarak nitelendirdiği “Eğitim” faaliyetlerine, 23 Şubat 2014 pazar günü tertiplediği “Hz. Peygamberin ailesinde iletişim” adlı seminer ile devam etti.

BİF KT (Kadınlar Teşkilatı) ve KGT (Kadınlar Gençlik Teşkilatı) birimlerinin “Dünyadaki Cennetim Huzur Tüten Evim” çalışmaları kapsamındaki ikinci ayağı olan seminere BİF başkanı Mehmet Şenel ve Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Zeki Aydın da iştirak ettiler.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından desteklen program Belçika İslam okulu “La Vertu” de gerçekleştirildi. Sunuculuğunu bölge resmi işler sorumlusu Adem Ersoy’un üstlendiği program BİF başkanı Mehmet Şenel’in selamlama konuşması ile başladı. Ardından BİF KT (Kadınlar Teşkilatı) eğitim başkanı Esra Bayraktar’ın bölgemizin yeni hizmet çalışmalarından Psikolojik Danışmanlık Merkezi ve Aile Okulu projesi hakkındaki bilgilendirmeleri ile devam etti.

Akabinde, günün hatibi Prof. Dr. Mehmet Zeki Aydın sunumunu gerçekleştirmek üzere söz aldi. Aydın konuşmasında aile içi iletişimin ve paylaşımın önemine değinerek: “Eğer mutluluk istiyorsak evlerimizi, hiç kimsenin kimseden haberi olmadığı oteller yerine herşeyin paylaşıldığı yuvalara dönüştürmek zorundayız.” dedi. Aile içi iletişimin temelini davranış şekillerimizin oluşturduğunu vurgulayan Aydın, bu konuda Hz. Ayşe (RA) annemizin “Peygamber (SAV) hanımlarıyla yalnız kaldığında insanların en yumuşak huylusu, en lütüfkarı ve en güler yüzlü mütebessimi idi.” sözünü hatırlattı. Ayrıca aile içi iletişiminin karşılıklı sevgi ve saygı üzerine kurulması gerektiğini açıklayan Aydın; sevginin temelinde ise ilgi ve bağlılığın olduğunun altını çizdi. İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi konuyla ilgili Kur’an-ı Kerim’den ayetlerle konuşmasını tamamladı.

(Nisa 4,19)

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا يَحِلُّ لَكُمْ أَنْ تَرِثُوا النِّسَاءَ كَرْهًا ۖ وَلَا تَعْضُلُوهُنَّ لِتَذْهَبُوا بِبَعْضِ مَا آتَيْتُمُوهُنَّ إِلَّا أَنْ يَأْتِينَ بِفَاحِشَةٍ مُبَيِّنَةٍ ۚ وَعَاشِرُوهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ ۚ فَإِنْ كَرِهْتُمُوهُنَّ فَعَسَىٰ أَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَيَجْعَلَ اللَّهُ فِيهِ خَيْرًا كَثِيرًا

Ey iman edenler! Kadınlara zorla vâris olmanız size helâl değildir. Apaçık bir edepsizlik yapmadıkça, onlara verdiğinizin bir kısmını ele geçirmeniz için de kadınları sıkıştırmayın. Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmazsanız (biliniz ki) Allah´ın hakkınızda çok hayırlı kılacağı bir şeyden de hoşlanmamış olabilirsiniz.

(Al-i İmran 3,134)

الَّذِينَ يُنْفِقُونَ فِي السَّرَّاءِ وَالضَّرَّاءِ وَالْكَاظِمِينَ الْغَيْظَ وَالْعَافِينَ عَنِ النَّاسِ ۗ وَاللَّهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ

O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.

(Nur 24,61)

لَيْسَ عَلَى الْأَعْمَىٰ حَرَجٌ وَلَا عَلَى الْأَعْرَجِ حَرَجٌ وَلَا عَلَى الْمَرِيضِ حَرَجٌ وَلَا عَلَىٰ أَنْفُسِكُمْ أَنْ تَأْكُلُوا مِنْ بُيُوتِكُمْ أَوْ بُيُوتِ آبَائِكُمْ أَوْ بُيُوتِ أُمَّهَاتِكُمْ أَوْ بُيُوتِ إِخْوَانِكُمْ أَوْ بُيُوتِ أَخَوَاتِكُمْ أَوْ بُيُوتِ أَعْمَامِكُمْ أَوْ بُيُوتِ عَمَّاتِكُمْ أَوْ بُيُوتِ أَخْوَالِكُمْ أَوْ بُيُوتِ خَالَاتِكُمْ أَوْ مَا مَلَكْتُمْ مَفَاتِحَهُ أَوْ صَدِيقِكُمْ ۚ لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَنْ تَأْكُلُوا جَمِيعًا أَوْ أَشْتَاتًا ۚ فَإِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلَىٰ أَنْفُسِكُمْ تَحِيَّةً مِنْ عِنْدِ اللَّهِ مُبَارَكَةً طَيِّبَةً ۚ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمُ الْآيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ

Âmâya güçlük yoktur; topala güçlük yoktur; hastaya da güçlük yoktur. (Bunlara yapamayacakları görev yüklenmez; yapamadıklarından dolayı günahkâr olmazlar.) Sizin için de, gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, veya anahtarlarını uhdenizde bulundurduğunuz yerlerden, yahut dostlarınızın evlerinden yemenizde bir sakınca yoktur. Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde de bir sakınca yoktur. Evlere girdiğiniz zaman, Allah tarafından mübarek ve pek güzel bir yaşama dileği olarak kendinize (birbirinize) selâm verin. İşte Allah, düşünüp anlayasınız diye size âyetleri böyle açıklar.

(Foto: Haşim Angın)

Bu haberi sosyal medyanızdan paylaşabilirsiniz!