İslam ve Barış

BİF

Bengü Yalçın

27.04.2023
  • 27.04.2023
  • 992 görüntülenme
  • Okunma Süresi 4 dakika

İslam dininin temel prensiplerinden biri barıştır. İslam, insanların birbirleriyle barış içinde yaşamalarını, çatışma ve savaşlardan kaçınmalarını öngörür. İslam, barışın insanlar arasındaki en yüce değer olduğuna inanır ve bu nedenle, insanların barışa yönelik çabalarını takdir eder.

Ancak, İslam dininde savaş da var olabilir. Ancak savaş, sadece kendini savunma amaçlı olarak ve insan haklarına saygı göstererek gerçekleştirilebilir. İslam, barışa yönelik çabaların, savaşa yönelik çabalarından daha üstün olduğunu öğütler ve her zaman barışçıl çözüm yollarını aramayı teşvik eder.

İslam dininde, barışçıl çözüm yolları, her zaman savaşın yerini alır. İslam, diyalog ve müzakere yoluyla sorunların çözülebileceğine inanır. Hz. Muhammed'in şu sözü, barışın önemini özetler: "Barış, inananların en hayırlısıdır". İslam dininde, barışın korunması, adaletin sağlanması ve insan haklarının korunması için kritik önem taşır.

İslam, barışı korumak için insanların birbirleriyle işbirliği yapmasını öngörür. İslam, tüm insanların birbirine karşı kardeş olduğunu öğütler ve bu nedenle, insanların birbirlerine yardım etmeleri gerektiğini vurgular. İslam dininde, insanların birbirleriyle dayanışma içinde olmaları, barışın korunmasına ve savaşın önlenmesine yardımcı olur.
Barış, dünya üzerindeki her canlının hakkıdır. Barışın korunması için insanların farklılıklarına saygı göstermeleri, hoşgörülü olmaları, diyalog kurmaları ve dayanışma içinde olmaları gerekir. İslam dininde de bu değerlere önem verilir. Kur'an-ı Kerim'de şöyle denir: "Ey insanlar! Rabbinizden korkun ve aranızda barışı sağlayın" (Bakara Suresi, 208). Bu ayet, insanların birbirleriyle barış içinde yaşamaları için Allah'tan korkmalarını ve aralarındaki anlaşmazlıkları diyalog yoluyla çözmelerini emreder. Savaşın ise, son çare olarak kullanılması gerektiği belirtilir. Savaş, insanlık için son derece acı verici bir deneyimdir. Savaşın kaçınılmaz hale geldiği durumlarda, İslam dininde belirli kurallar vardır. Savaşta kadın, çocuk, yaşlı ve hasta gibi savunmasız kişilerin öldürülmesi, çevre ve mülklerin tahrip edilmesi, esirlerin kötü muamele görmesi, İslam dininde yasaktır. Savaşın hukuki çerçevesinin belirlenmesi, savaşın insanlığa olan zararını en aza indirmeye yardımcı olur. İslam dininde barışın korunması için farklılıkların hoşgörüyle karşılanması da önemlidir. Farklı din, dil, ırk ve kültürlere sahip insanlar, barış içinde yaşayabilirler. İslam dininin öğretileri, insanların birbirlerine saygı göstermelerini, farklılıklarını hoşgörüyle karşılamalarını öngörür.

İslam'ın barışa yönelik öğretileri, birçok ünlü İslam aliminin de dikkatini çekmiştir. Örneğin, İslam dünyasının önde gelen filozoflarından biri olan İbn-i Sina, şu sözleriyle barışın önemini vurgular: "Barış, insanların varlıklarını devam ettirmeleri için hayati önem taşır. Barışın korunması, insanların refahı ve mutluluğu için hayati önem taşır.”Muhammed İkbal ise,  "Barışın yokluğu, insanlık için en büyük felakettir" diyerek barışın önemini vurgular. İslam dünyasının en önemli düşünürlerinden biri olan Ali bin Abu Talib ise şöyle der: "Barış, insanların varlıklarını sürdürmeleri için en temel ihtiyaçtır. Barış, adalet ve merhametin anahtarıdır".

Günümüz dünyasında ise maalesef barışın korunması her zamankinden daha zor hale gelmiştir. İnsanlar farklılıklarını birbirleriyle çatıştırarak, şiddet ve terör eylemleri gerçekleştirerek dünyayı kargaşaya sokuyorlar. İslam dininin öğretileriyle çatışan bu tür eylemler, barışın korunmasını engelliyor. Ancak, bu tür olaylar karşısında da barışın korunması için çabalamak, diyalog ve müzakere yollarının kullanılması gereklidir. İnsanlar olarak, hepimizin barışa katkı sağlamak için üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmemiz ve bu düzende her insanın sorumlu olduğu bilincinde olmalıyız.

  • Blog

    Bengü Yalçın

Bu içeriği bilgilendirici veya faydalı buluyorsanız sosyal medyanızdan paylaşabilirsiniz!