Yeterli ve dengeli beslenme sağlığın temelini oluşturur.
Sağlıklı beslenme günümüzde çok yaygınlaşan bir konu haline geldi. Bazıları çok dikkat etse de hala yapılan bir çok hata ve bilinmeyen bir çok gerçek var. Sağlıklı beslenildiğinde hem sağlığımızı hem de vücut formumuzu koruma altına alıyoruz. Tüm yaş grupları sağlıklı ve dengeli beslenmek zorundadır. Bu sayede çoğu hastalıklardan korunmuş olarak sağlıklı bir yaşam sürme imkanımız olur.
Yemeklerde sıraya dikkat ediyor muyuz?
İlk önce yemekte sıraya dikkat etmemiz gerek. Günümüzde çok farklı öneriler mevcut: su ile başlanmalı, tatlıyla başlanmalı, çorbayla başlanmalı, hafiften ağıra gibi çelişkili bir çok öneri var. Yemeğe su ile başlamak hem hazım için önemli hem de çok yeme isteğini ortadan kaldırır. Daha sonra tatlı tüketimi başlar. Biraz soluklandıktan sonra salata veya yoğurt yenilmelidir. Ardından çorba veya sulu yemekler, daha sonra pilav veya kavurma gibi kuru yemekler yenilmelidir. En büyük yapılan hata ise yemeğin üzerine çay içmektir. İbn-i Sina “Sıcak su çok sık kullanılırsa sindirimi zayıflatır” der. Bu nedenden dolayı yemekten sonra içilen sıcak çay hazmı zorlaştıracaktır. Tavsiye edilen en az iki saat çay veya sıvı tüketimi yapmamak.
Meyveler vitamin bakımından hem zengin hem lezzetlidir. Peki, hangi saatte ve nasıl tüketmeliyiz?
Toplum içinde yapılan bir başka hata ise meyveyi yemekten sonra tüketmek. Vücudun hem tokluk hem de şeker dengesini korumak için meyvenin yemekten önce veya en az dört saat sonra tüketilmesi gerekiyor. Yemekten sonra sindirim daha uzun sürer ve meyveler midemizde ekşimeye ve hatta çürümeye başlar. Hiçbir olumlu besinsel fayda vermez. Yemekler sindirilmemiş olur, meyveler de tam anlamıyla parçalanmamış olur ve sindirim sistemimiz çöker. Meyveler, yemekle birlikte de tüketilmemeli. Meyveler diğer yemeklerle karıştırıldığında midede aynı kötü etki oluşur. Tavsiye edilen boş bir mideyle meyve yemektir. Sağlık açısından çok faydalıdır çünkü sindirim sistemini düzenler. Sabahları kahvaltı olarak meyve tüketebilirsiniz veya kahvaltıdan 30 dakika önce.
Sussuz yaşam da olmaz sağlık da...
Bir başka önemli nokta ise su tüketimi. Tüketilen suyun alkali olması çok önemlidir. Suyun ideal pH değerini ve temzliğini korumak için suyu alkalileştirmek gerekiyor. Peki alkali su nedir? pH değeri yüksek suyun bazik bir yapıda olduğu anlamına gelir. Eğer suyun pH değeri 7’den yüksekse pH değeri yüksek yani alkali bir sudur. Eğer 7’nin altında ise asidik bir sudur. Suyun genel anlamda bazik olması gerekir, yani pH değeri 7’den yüksek. Vücutta oluşan asidik atıkları güvenli bir şekilde atılması gerek. Alkali su asidik atıklarıyla oluşan kanser, yüksek tansiyon, böbrek rahatsızlığı, kabızlık, baş ağrısı, alerji, astım gibi rahatsızlıkları önlemek için kullanılır. Aynı zamanda cildimizi besler ve yaşlanma belirtilerini azaltır. Vücuttan toksinleri atar ve ödemi engeller bu yüzden zayıflamaya da yardımcı olur.
Şekeri ve tuzu nasıl tüketiyoruz?
Son olarak sofralarda bulunan bir kaç gıdanın öneminden bahsetmek istiyorum. Şekeri çok seven çocuğun durumu pek iç açıcı olmaz. Yüksek oranda rafine şeker tüketimi bağımlılık yapar ve tüketilmediği takdirde vücut alışkanlıktan ötürü onu arar. Früktoz, glikoz ve mısır şurubu gibi market ürünlerinde kullanılan tatlandırıcılar hiç sağlıklı değildir, uzak durmak gerekir. Aynı şekilde rafine sofra tuzlarına da dikkat etmek gerekiyor. Doğal mineral tuz rafinasyon işlemi aşamasında pek çok özelliğini kaybeder ve kimyasal bir madde haline döner (sodyum klorür). Bunun yerine Himalaya kaya kristal tuzu tercih edilmelidir, insan sağlığına faydası çoktur.