İslamda Yardımlaşma ve Dayanışma

  • 30.03.2023
  • 1596 görüntülenme
  • Okunma Süresi 4 dakika

İslam, insanlar arasındaki sosyal ilişkileri güçlendirme ve insanların birbirlerine yardım etmeleri için birçok öğreti sunar. Bu öğretiler arasında en önemlilerinden biri, insanların yardımlaşma ve dayanışma içinde olmalarıdır.

Yardımlaşma ve dayanışma, İslam dininin temel prensiplerinden biridir ve tüm Müslümanların uygulaması gereken önemli bir öğretidir. İslam, insanların karşılaştığı zorluklarla başa çıkmak için birbirlerine yardım etmelerini ve birbirleriyle dayanışma içinde olmalarını öğütler. İslâmiyet'ten önce de sonra da hiç bir din ve fikir sistemi onun kadar bu konuya eğilmemiş, yardım anlayışı ve bu anlayışın uygulanışını bu kadar geniş boyutlara ulaştıramamıştır.

Allah Teâlâ, Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurmuştur:

"Rabbinin rahmetini onlar mı bölüyorlar? Dünya hayatında insanların geçimlerini aralarında dağıtan biziz. Birini diğerine iş gördürmesi için kimini kiminden zengin kıldık. Rabbinin rahmeti onların topladıkları yığınlardan hayırlıdır."(Zuhruf, 43/32).

Kur'an-ı Kerîm'den öğrendiğimiz bu gerçeği, her birimiz günlük hayatımızda da görmekteyiz. İnsanlık tarihi boyunca olduğu gibi bugün de hiçbir toplumda, ortak bir hayat ve geleceği paylaşan insanlar aynı düzeyde değildir. Zayıfı, güçlüsü, fakiri, zengini, erkeği kadını... ile insan toplulukları hem bir tezat, hem bir âhenk meydana getirmektedirler. Tabiattaki bu başkalık, bu tezat bir hareketin kaynağını oluşturuyor ki, buna, "hayat" diyoruz.

Yardımlaşma ve dayanışmanın önemi İslam'da sık sık vurgulanır. Örneğin, Kur'an'da "Allah'a ve Peygamber'e itaat edin ve aranızda sevgi ve kardeşlik bağları kurun" (Hucurat Suresi, 49:1) denir. Bu ayette, insanların birbirlerine kardeşçe davranmaları, birbirlerine yardım etmeleri ve birlikte çalışmaları öğütlenir.

İslam ayrıca yardımlaşmanın ve dayanışmanın birçok şekilde uygulanabileceğini öğretir. Bu uygulamalar arasında mal ve mülk paylaşımı, fakirlere yardım etme, hastalara bakım sağlama, ölülerin cenaze işlemlerine yardım etme, yardıma ihtiyacı olanların evlerine ziyaret etme gibi faaliyetler yer alır.

Peygamberimiz Hz. Muhammed'in hayatı da, insanlar arasındaki yardımlaşma ve dayanışma öğretisiyle doludur. Hz. Muhammed, fakirlerin, yetimlerin, engellilerin ve diğer zor durumdaki insanların yardımına koşmuş ve onlara yardım etmiştir. Ayrıca, sahabe döneminde de bu yardımlaşma ve dayanışma kültürü devam etmiştir.

Bugün, İslam toplumları da yardımlaşma ve dayanışma kültürünü sürdürmektedirler. Zekât vermekten, tatlı söz ve güler yüzle davranmaya kadar her şeyin iyilik kapsamına alındığını düşünürsek, dinimizin yardımlaşma sınırını ne kadar geniş tuttuğunu daha iyi kavrarız. Hiçbir iyilikte bulunamayan bir Müslüman, eli ve dili ile başkalarına zarar vermemesi bile iyilik (sadaka) sayılmıştır. Müslümanlar, yardımseverliği ve cömertliği teşvik etmek için birçok hayır kurumu kurmuşlardır. Bu kurumlar, fakir insanlara yiyecek, barınak, giysi ve sağlık hizmetleri sağlamak için çalışmaktadırlar.

Yardımlaşma ve dayanışma, sadece İslam toplumları için değil, tüm insanlık için önemlidir. Günümüzde, dünya genelinde yaşanan birçok sosyal sorun, insanların birbirlerine yardım etmeleri ve dayanışma içinde olmaları ile çözülebilir. İslam dininin öğretileri, insanların birbirleriyle yardımlaşarak daha iyi bir dünya yaratmalarını sağlayabilir.

Sonuç olarak, İslam dininde yardımlaşma ve dayanışma, insanların birbirlerine karşı duydukları sevgi ve saygıyı artırır. Bu öğreti, insanların birbirleriyle daha güçlü bağlar kurmasına ve sosyal sorunları çözmek için daha etkili bir araç haline gelmesine yardımcı olur. Bu nedenle, herkesin yardımlaşma ve dayanışma kültürünü benimsemesi, daha güçlü ve sağlıklı bir toplum yaratmak için önemlidir.

Bu içeriği bilgilendirici veya faydalı buluyorsanız sosyal medyanızdan paylaşabilirsiniz!