Başlıca değerleri adalet, merhamet ve hoşgörü üzerine kurulu olan dinimiz, insanlara zulmetmeme ve hoşgörü prensiplerini en üst düzeyde vurgular. Kur'an'da ve peygamberimiz Hz. Muhammed'in (asm.) hadislerinde bu önemli konulara dair pek çok öğüt ve rehberlik bulunmaktadır.
İslam'ın dayanağı olan kitabımız Kur'an, insanlara zulmetmemeyi, kardeşlik bağlarını güçlendirmeyi ve hoşgörülü olmayı sürekli vurgular. "Allah iyilik ve adâleti, akrabâya yardım etmeyi emreder; kötülük, fenâlık ve zulmü yasaklar. O, size öğüt almanız için öğüt veriyor." (Nahl Suresi, 16:90) ayeti, inancımızın insanlara yönelik olumlu davranışları öğrettiğini açıkça ifade eder. Adalet ve iyilik, İslam'ın temel değerleri arasında yer alır. Hepimizin de bileceği gibi dinimiz, barışı teşvik eder ve komşuluk ilişkilerine büyük önem verir. "Komşusu açken tok yatan bizden değildir." hadisi, insanların birbirlerine yardımcı olmalarını öğütler. Dolayısıyla, bir kişiye zulmetmek, İslam'ın temel öğretilerine aykırıdır. Aksine kuran hayatımızın her alanına ilişip bizi çevremize ve insanlara faydalı olmayı öğütlemektedir.
"Allah iyi davrananları sever."
Peygamber efendimizin (asm.) hayatı da hoşgörü ve zulmetmemenin en güzel örneklerinden biridir. Birçok hadiste, Müslümanlara aile içinde ve toplumda hoşgörü ve sabır gösterme konusunda öğütler vermiştir. "Kimse, kendisi için istediğini mümin kardeşi için istemedikçe gerçek anlamda iman etmiş olamaz." şeklindeki hadis, hoşgörüyü sadece kendi çıkarlarımız için değil, başkalarının da refahı için istemeyi vurgular.
Bunların yanı sıra dinimiz, aynı zamanda affetme ve bağışlama konularında da öğütler sunar. "Onlar, öfkelerini yenen, insanları affeden ve insanların hatalarını bağışlayanlardır. Allah da iyi davrananları sever." (Al-i Imran Suresi, 3:134) ayeti, Müslümanlara öfke ve kinci duyguları kontrol etmeyi, affetmeyi ve bağışlamayı teşvik eder.
Sonuç olarak, İslam'da insanlara zulmetmemenin ve hoşgörünün yeri oldukça büyüktür. Bu değerler, biz Müslümanlara sadece kendi içimizde değil, tüm insanlarla olan ilişkilerimizde adil, merhametli ve hoşgörülü olma sorumluluğunu yükler. Bu prensipler, İslam'ın evrensel barış ve hoşgörü mesajının temelini oluşturur.
